Votre navigateur est obsolète.
Pour obtenir une meilleure expérience avec nos designs pour maison, veuillez télécharger d'autres navigateurs gratuitement. Cliquez simplement sur l'icône!
Belki çocukluğumuzda, belki de erişkinliğimizde, hayatımızın bir noktasında hepimiz bir sarayda yaşamayı hayal etmişizdir. Koca bir sarayda yaşayıp eşimize dostumuza onlarca odayı göstermek, onlarla birlikte eğleneceğimiz alanlara sahip olmak ve kaygısız bir yaşam sürmek çok keyifli olurdu. Çoğumuz için bu bir hayal olmaktan öteye gidemezken bazı şanslı kişiler için bu bir gerçeğe dönüşebiliyor.
Bugün bir saray olmasa da, esinini Versay Sarayı'ndan alan Paris'te lüks bir apartman dairesine konuk olacağız. Eski Fransız tarzıyla dekore edilen bu kraliyet dairesi 500 metrekarelik bir alana sahip ve Eyfel Kulesi'yle Sen Nehri'nin arasında bulunuyor. 19. yüzyıldan kalma bir apartmanın renovasyon projesinin bir parçası olan dairenin tasarımı lüks mobilya ve iç mekan tasarımları konusunda uzmanlaşmış bir şirkete ait. Hayallerinize yer açın ve şehrin göbeğindeki bu kraliyet dairesinde yapacağımız gezintiye bizimle birlikte katılın. Kim bilir belki siz de kendi dairenize uygulayacağınız bir takım şeyler bulabilirsiniz.
Paris'te uyanmak dendiğinde aklımıza bu resimdeki gibi bir manzara gelir. 18. yüzyıl tarzıyla dekore edilen oda zarif,gösterişli ve sofistike özelliğiyle dikkat çekiyor. Çok farklı dokular bir araya gelmiş olmasına rağmen oda karmaşık görünmüyor, aksine dengeli bir havası var. Krem ve toprak tonlar odaya yumuşaklık ve sükunet katarken,kırmızı ve altın varaklı unsurlar ise canlılık kazandırmış. Aynalı iki kapıyı çerçeveleyen ahşap doğrama binanın orijinalinden geliyor ve altmışlı yıllarda büyük hasar görmesine rağmen onarılmış. 15. Louis tarzındaki ayna ise odanın zaten harikulade olan atmosferine ayrı bir hava katmış.
Yine 18. yüzyıl tarzında dekore edilen bu banyo gri damarlı beyaz mermerleriyle dikkat çekiyor. Zemin, küvet ve lavaboyu kaplayan bu olağanüstü taş banyonun başrol oyuncusu niteliğinde. Pencerenin önünde duran Napolyon tarzı koltuğu ister kıyafetlerinizi koymak, isterseniz duştan önce ya da sonra bir kaç dakika dinlenmek için kullanabilirsiniz. Bir arada kullanılan ipek ve tül perdeler hem mahremiyet sağlıyor hem de gün ışığının banyoya girmesine olanak tanıyor. Hafif desenli gri ve mavi tonlardaki duvar kağıtları banyoya bir zarafet kazandırmış. Son olarak maun tezgah ise banyoyu estetik bir mabede dönüştürmüş.
Tasarımcılar büyük salonda da zengin ve sofistike olmakla birlikte aşırılıktan ziyade dengeli bir kompozisyon yaratmayı başarmışlar. Mobilya, dekorasyon malzemeleri ve aksesuarlarla uyum sağlaması açısından yeşil, mavi ve açık gri tonları tercih etmişler. Orijinal pervazlar yeniden altın varakla kaplanmış ve salona kusursuz bir Fransız asaleti katmış. Salona olağanüstü bir hava kazandıran avizeyi göz ardı etmek de imkansız. Ayrıca 1940'lı yıllara ait gibi görünen iki kanepe ise 15. Louis tarzıyla çiçek desenli koltukların arasında bir geçiş unsuru olmuş.
Büyük salonun duvarını süsleyen olağanüstü kitaplığa yakından bakalım. Hafif soluk ve altın yaldızlı çerçevesiyle odanın geri kalanıyla mükemmel bir uyum sağlıyor. Kitaplığın üstünde bulunan iki klasik tablo da kitaplığın estetikliğini tamamlıyor. Ayrıca kitaplıkta kullanılan nesneler de klasik ve renkli bir kompozisyon oluşturuyor. Zarif deri ciltli kitapların yanı sıra, 18. yüzyıl tarzındaki iki baskı tablo, bir porselen köpek heykeli ve aristokrasinin simgesi durumundaki iki Faberge yumurtası kitaplığın güzelliğine güzelllik katıyor.
Bu resim insanın aklına Versay Sarayı'nın aynalı koridorunu getiriyor. Daha sofistike ve klasik bir etki yaratmak için çok farklı dokular ve malzemeler kullanılmış. Burada aynalar, kumaş, mermer ve altın varakla süslenmiş ahşap duvar kaplamalarının uyumunu görüyoruz. İster bir fincan çay, ister bir puro keyfi, isterse kitap okumak için kullanılsın bu bölüm 18. yüzyıl keyfi sunuyor. Sehpanın üstünde duran zarif Çin porseleninden yapılmış çay seti misafirlerinize sıcacık çaylar ikram etmek için çok hoş bir takım. Bu resimde dikkat çeken bir diğer unsur ise 15. Louis tarzındaki koltuğun modern bir döşemelik kumaşla kaplanmış olması. Bu ayrıntı tasarımcıların ne kadar yetenekli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Turumuzu başladığımız yer olan holle noktalandırıyoruz. Bir kraliyet dairesinin etkili bir misafir karşılama bölümü olmaması düşünülemez. Mor, altın ve mercan renklerin hakim olduğu hol davetkar bir görünüme sahip. Olağanüstü parkelerin kapladığı zemindeki İran halısı ise hole doğunun egzotizmini kazandırmış. Umarız bu kraliyet dairesi sizin de hoşunuza gitmiştir.
